Çağdaş Türk sanatçısı Turgut Aygün, 17 Mayıs 1978'de Trabzon'da doğdu. Sanat yolculuğu, eğitimde sağlam bir temelle başladı ve 1999 yılında Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nden mezun olmasıyla sonuçlandı ve burada üstün başarılarıyla ön plana çıktı.
Turgut, kariyeri boyunca çok sayıda karma serginin yanı sıra sanatsal vizyonunun gelişimini gösteren yedi kişisel sergiye aktif olarak katılmıştır. Geleneksel ve yenilikçi teknikleri harmanlayan Turgut, eserlerine benzersiz bir sanatsal duyarlılık katıyor.
Turgut ilk çalışmalarında çevresinden ilham alarak temalı manzara resimlerine odaklandı. Ancak zamanla tarzı daha manipülatif bir yaklaşıma dönüştü; kompozisyonlarında daha derin anlamlar aktarmak için nesneler ve metaforlar kullanıyor.
Honore de Balzac'ın "Sanatın görevi doğayı kopyalamak değil, doğayı ifade etmektir" sözünden yola çıkan Turgut, ilhamını gerçeklik ve yorum arasındaki etkileşimden alıyor. Geçmişten günümüze uzanan eserleri, yerli ve yabancı pek çok koleksiyoner ve sanatseverin koleksiyonlarını süsleyerek, yaratıcı ifadesinin yankısını ortaya koyuyor.
Turgut Aygün şu anda sanatsal çalışmalarını Ankara'daki Karum Alışveriş Merkezi'ndeki atölyesinde sürdürüyor ve burada kendini resim sürecine kaptırıyor, sürekli olarak kendini ifade etme ve sanatsal keşif için yeni yollar keşfediyor.
flu
Forum Trabzon, Turgut Aygün'ün eserlerinden oluşan 'Ustalara Saygı' isimli sergiye ev sahipliği yaptı. Forum Trabzon Fener Meydanı'nda 18-22 Aralık tarihleri arasında düzenlenen sergide, ikisi kişisel olmak üzere birçok karma sergiye de katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Resim Bölümü mezunu ve resim öğretmeni Turgut Aygün'ün gözünden resim, edebiyat, bilim ve müzik dünyasının usta isimlerinin portreleri ziyaretçilerle buluştu.
Charles Bukowski, Albert Camus, Salvador Dali, Alberto Giacometti, Frida Kahlo, Pablo Picasso, Lana Del Rey, Egon Schiele, John Steinbeck ve Leonardo Da Vinci gibi alanının usta isimlerinin portrelerinin yer aldığı sergi, ziyaretçilerden büyük ilgi gördü.
Usta sanatkarların eserlerinden ilham alarak yaptığı çalışmalarını Trabzon’da sergileyen Ressam Turgut Aygün, onların dünyasına farklı bir açıdan bakıyor.
Ressam Turgut Aygün; Atatürk başta olmak üzere, Charles Bukowski, Albert Camus, Salvador Dali, Alberto Giacometti, Frida Kahlo, Pablo Picasso, Lana De Rey, Egon Schiele, John Steinbeck ve Leonardo Da Vinci’nin portre çalışmaları ile Trabzonluların karşısına çıktı.
Forum Trabzon AVM, genç ressam Turgut Aygün’ün eserlerinden oluşan ‘Ustalara Saygı’ isimli sergiye ev sahipliği yaparken, Türkiye genelinde ikisi kişisel olmak üzere birçok karma sergiye de katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Resim Bölümü mezunu ve Resim Öğretmeni Turgut Aygün, yaptığı farklı çalışmalarla dikkatleri üzerine çekiyor.
Her resminde mutlaka bir mesajın yer aldığını söyleyen Ressam Turgut Aygün, bu mesajlarla ilgili yaptığı açıklamada şunları kaydetti;
“Resimlerin anlaşabilmesi açısından şöyle bir özelliği var. Her resimde mutlaka bir mesaj var. Bukowski’nin resminin ağzı yok. Sözlerinin daha çok ön plana çıktığı bir konsept olduğundan ağzı yok. Salvador Dali’nin en beğendiğim çalışmaları eriyen saatleridir o yüzden yüzünün yarısını erimiş olarak yaptım.
Çoğu insanın hayatında dönüm noktaları vardır. Benim de hayatımda dönüm noktalarım olan yazarlar, müzisyenler, çalışırken beni etkileyen insanlar vardı, dinlediğim sanatçılardan tutun okuduğum kitaplara kadar. Atölyede çalışırken aklıma gelebilecek, yön verebilecek bütün ünlülerden seçip çalıştım. Başlangıç sebebim de biraz ilginç. 2009 yapımı bir resmim var, Da Vinci’nin Monalisa’sı...
Resim yıllardır gözümün önünde duruyordu. Neden böyle bir konseptle çalışmayayım dedim. İlk başlangıç noktası odur. Daha sonra yazarlar, bilim adamları, müzisyenler, Einstein’a kadar ve tabi ki Atatürk. Şu an 13 çalışmam var ünlülerle ilgili. Bu çalışmalarım devam edecek. İçerisine farklı kişilerin portrelerini katmak istiyorum ve bu sergimi şehir dışına taşımak istiyorum. Yağlı boya ve akrilik boya kullanarak bu çalışmalarımı gerçekleştirdim. Eserlerimin tamamında büyük ebat olarak çalıştım. Büyük tuvallerde çalıştıktan sonra küçük tuvallerin sanatı kısıtladığını düşünüyorum. Büyüdükçe ebat sanat daha da büyüyor.”
