Önemli noktalar
Aktif Tefekkür : Sanat eseri, akademik analiz yoluyla değil, kişisel duygular ve çağrışımlar yoluyla keşfedilir.
Psikolojik yaklaşım : Morfolojik psikolojiye dayanır, içebakışa dayanır.
Özgür ifade : Herkes eserin çağrıştırdıklarını yargılamadan veya dayatılan yorumlara maruz kalmadan ifade eder.
Çeşitli ortamlar : Müzelerde ve işletmelerde, özellikle koçluk veya eğitimlerde kullanılır.
Dönüştürücü etki : Kalıcı kişisel ve kolektif farkındalık ortaya çıkarır.
Ya bir sanat eserine bakmak gerçekten içsel bir deneyime dönüşseydi? Az bilinen ama son derece dönüştürücü bir yöntem, resimleri sanat tarihi prizmasından değil, iç gözlem yoluyla incelemeyi öneriyor. Artık bir resmi dışsal bir nesne olarak analiz etmek değil, onu kendimize ayna yapmak meselesi.
Sanat ve psikolojinin buluşması
Bu yaklaşım, Profesör Wilhelm Salber tarafından geliştirilen morfolojik psikolojiye dayanmaktadır. "Sanatçının ne söylemek istediğini" anlamaya çalışmaktan ziyade, eserin bizde neyi tetiklediğiyle ilgileniyoruz: duygular, anılar, serbest çağrışımlar. Bakış, deneyimimizin bazen bilinçsiz boyutlarını keşfetmek için bir başlangıç noktası haline gelir.
Bu yaklaşım, bu nedenle, kişinin nesnel bir gerçeği aramadan, gördüğünü, hissettiğini ifade etmeye yönlendirildiği bir çerçevede öznel deneyimi destekler. Bu, eseri akademik bir şekilde yorumlama veya resmi bir psikolojik analiz sunma meselesi değildir; genellikle beklenmedik olan bir tartışma alanı açmaktır. Dr. Hans-Christian Heiling, Bilderleben'i bu ruhla kurmuş ve bugün bu dernek içinde kullanılan yöntemi geliştirmiştir.
Basit akış, derin etki
Oturumlar genellikle üç aşamayı takip eder: bir eserin sessizce düşünülmesi, kişisel not alma zamanı ve ardından rehberli bir grup tartışması. Amaç tek bir sonuca varmak değil, bazen oldukça kişisel olan yeni bakış açıları ortaya çıkarmaktır.
Bu süreç derin endişeleri, gömülü duyguları veya düşünce kalıplarını ortaya çıkarabilir. Bu bir sanat terapisi biçimidir, ancak patolojikleştirmeden: Kendini daha iyi anlamak isteyen herkese yöneliktir.
Çeşitli uygulamalar: müzelerden işletmelere
Klinik veya sanatsal ortamlara ayrılmış olmaktan çok uzak olan bu uygulama, profesyonel ortamlarda da kendine yer bulur. Kültürel kurumlar bunu arabuluculuk tekliflerine entegre eder ve bazı şirketler bunu yönetim ekiplerini desteklemek için kullanır. Sanatsal çerçeve, karmaşık sorunların (grup dinamikleri, liderlik veya kişisel dönüşüm gibi) hassas ve cepheden olmayan bir şekilde ele alınmasına olanak tanır.
Geri bildirimler genellikle şaşkınlıkla işaretlenir: Basit bir tefekkür anı gibi görünen şey, unutulmaz bir deneyime dönüşür, hatta uzun vadeli düşünmeyi tetikler.
Görmenin ve kendini görmenin başka bir yolu
Hız ve verimliliğin egemen olduğu bir toplumda, bu yöntem hoş bir yavaşlama sunar. Bakma eyleminin tüm derinliğini geri kazandırır ve onu iç dünyamıza bağlar. Bu anlamda, yalnızca sanatla olan ilişkimizi dönüştürmekle kalmaz; aynı zamanda kendi hayatlarımızı daha iyi yaşamamıza yardımcı olur.
BilderLeben tarafından geliştirilen yöntemi, temellerini ve hem bireylere hem de işletmelere yönelik uygulamalarını keşfetmek için sitesini ziyaret edebilirsiniz.
SSS
Bu bir terapi mi?
Tıbbi anlamda bir terapi değil, herkesin erişebileceği, sanat yoluyla kendini keşfetme yöntemidir.
Sanat tarihi bilmem gerekiyor mu?
Hiçbir sanatsal bilgiye gerek yok. Önemli olan ne bildiğiniz değil, nasıl hissettiğinizdir.
Bu bana nasıl yardımcı olabilir?
Bu, duygularımızı kelimelere dökmemizi ve kişisel veya profesyonel durumlara yeni bir açıdan ışık tutmamızı sağlar.
Bireysel mi yoksa grup mu?
Bu yöntem çoğunlukla küçük gruplar halinde, gözetimli tartışmalarla uygulanır, ancak bireysel destekle de yapılabilir.
Bunu nerede deneyimleyebilirim?
Seanslar müzelerde, kültürel kurumlarda veya işletmelerde sunulmaktadır.